Hakkımda


halit uçar 6 vss copy
HALİT UÇAR

      1950 li yıllarda, bizim oralarda Sinop, Boyabat, köylerinden Bizim köyümüz de köylülerimiz, o zamanlar Anadolu da yerleşik hayata geçiş ile başlayan benzer bir yaşam sürülüyordu. 14. ve 15. Yüzyıl yaşanıyordu desek abartmayız sanırım. Elektrik yok, telefon yok, radyo yok, evlerde su yok, gaz lambası bile lüks. Evlerde soba yok, şimdilerdeki şömine gibi ocak başı var. Orada hem yemekler pişer hem de ısınma olurdu. Bu ocaklarda genellikle meşe odunu yanardı, çünkü köyümüzün etrafı ormanlarla kaplıydı. Bu yıllarda söz açılınca ben yedi yüz yıldır yaşıyorum diyorum.

      Aslında anlatmak istediğim 14. ve 15. Yüzyıllarda da yaşayanlar bizim köyde yaşadığımız gibi yaşamışlar. Hayvancılık, tarım, ormancılık ve aletleri; Kara saban, öküz ve mandalarla tarla sürmek, tırpan ve orak ile biçip,  harmanda düven ile dövüp rüzgâr ile savurarak ayrıştırmak ve de su değirmeninde öğütmek. Kara balta ile odun kesip odun ateşinde yemek pişirmek, bu ateşte su ısıtıp yıkanmak, odun külü ile kıyafetleri kaynatıp yıkamak,  Beşikte bebeklerin altına toprak koyup yatırmak dâhil hepsi yaşanıyordu.

      Bu gün ise son model teknoloji makinelerini kullanıp, özel yazılımlarla modeller yapıp, dünyanın en gelişmiş otomotiv ve teknoloji firmalarına ürünler yapan bir firmayı yönetiyorum. İşte bu nedenle bu yüzyıllar arasında kullanılan araç ve gereçleri kullanıp gördüğümü düşündüğüm için yedi yüz yıldır yaşıyorum diyebiliyorum.

      Yıllardan 1953 mü yoksa 1954 mü, mevsim yazmış anneme sordum ben ne zaman doğdum?

      O sıralarda fiğ [1] kavranıyordu (Biçmek). Bizim oralarda arazi sulanabilir olmadığından kuru tarım, genellikle ve çoğunlukla arpa ve buğday yetiştirilir. Harman zamanı, arpa biraz daha önce biçilir, hemen sonrasında buğdaylar biçilir. Bu mahsuller Temmuzun ya başında ya da beşinde biçilir diye tabir edilir. Fiğlerde onları biçmeden yaklaşık on gün önce biçilirmiş. Yani bu hesaba göre Haziran’ın yirmisi civarına doğduğum varsayılmaktadır. Burçlara gör karakterimin daha çok yengeç özelliklerini taşıdığım söylenir. Yükselen burcum mu ben gününü, ayını, yılını bile bilmezken saatini nereden bileyim.

      Ablam Rahime ile birlikte ilk mektebe yazılmıştım. Ablam benden 2 yaş büyük evin önünde ablamla oynarken eğitmen geldi; ikimize de sorular sordu. Elinin parmaklarını gösterip bu kaç bu kaç gibi, bende bilmişim ki bunu da yazalım okula dedi. Ablamla beraber 5 yaşında ilkokula başladım, 10 yaşında ilkokulu bitirdim.

      Okul deyince bildiğimiz ilkokul değil, yalnızca okuma yazma öğretiliyor. Öğretmen yok, eğitmen var, yani nasılsa ilkokulu bitirmiş okuma yazma öğretecek kadar bilgisi olan, komşu köyden köyümüze okul günlerinde yaya ya da binek hayvanı ile gelen Şakir öğretmen. İlk üç sınıfı okutup mezun ediyor. Okulu bitirenlere üçten çıkma deniyor. Neyse ki biz ikinci sınıfa giderken, köyümüze lise mezunu yedek subay öğretmen geldi.

      Dördüncü sınıfı okurken de Lise seviyesinde okunan öğretmen okullarından mezun Osman öğretmen geldi. 4 ile 5. Sınıfları bu öğretmende okuduk. Köyde aynı derslikte birinci sınıftan 5.sınıf dâhil birlikte ders görülüyordu. Bazen üst sınıftaki öğrencilere sorulan soruları bilemediklerinde alt sınıftaki öğrencilere sorardı, eğer alt sınıftaki öğrenci bilirse üst sınıftaki öğrenciye tokat attırırdı.

      Bende böyle bir kız öğrenciye tokat atmıştım. Yalancıktan tokat atar gibi yaparsanız, bu sefer öğretmen size esastan tokat atardı.

      Yaramazlık yaptıklarında tabiri caizse, eşek sudan gelene kadar da döverdi. İlkokul bitirme sınavları vardı, 4-5 köyün 5.sınıf öğrencileri, bölgedeki daha büyük okulu olan, daha büyük bir köyde toplanır, İlkokul bitirme sınavına girer başarılı olanlar mezun olurdu. Genellikle sınıfta kalan olmazdı. Bende o sene imtihan oldum ve 10 yaşında mezun oldum.

      Öğretmen olmamı istediler, kursa gönderdiler ben gene de öğretmen okulunu kazanamadım. Dedem rahmetli kurs parası için atımızın eyerini satmıştı.

      11 yaşında İstanbul Maltepe’ye geldim. Bu sebeple Maltepe Ortaokuluna yazıldım. Öğretmen okulu imtihanları kazanabilmem için gönderildiğim kurstan olsa gerek, Birinci sene matematikten okul birincisi ikinci sene sınıf birincisi son sene derece yok.

      Meslek sahibi olsun diye Haydarpaşa sanat enstitüsüne yazdırdılar. Bu sırada hem okudum, hem de atölyelerden günü birlik işler alarak harçlığımı çıkartıyordum.

      1973 yılında Aile büyüklerimizin ve isteği ile evlendim. Bu evlilikten bir kız, birde erkek çocuğumuz oldu.

      1976 yılında jandarma kurs bölüğünde 4 aylık eğitimi Diyarbakır Silvan’da, devamında Ankara Kazan nahiyesinde. (Şimdilerde ilçe oldu ve adı da Kahraman Kazan) 20 aylık askerlik hizmetimi tamamladım.

      Askerlik hemen sonrası,  1977 yılında sıfır sermeye ile Kartal Cevizli mahallesinde 16 m2 lik bir dükkânda ilk işyerimi açtım. Çünkü mesleğe hem kabiliyetim vardı hem de çalışma azmim. Çünkü ağabeyimle yaşadığım olumsuzluklar beni daha da teşvik etti. Ortaklıklarla başladığım işlerimi büyüttüm. Bu sayede etrafım daha da genişledi ve yeni imkânlar doğdu. Üç ayrı ortaktan sonra 1980 yılında yalnız başıma iş yerimi kurdum zira ortaklıklarda çeşitli sorunlar oluyor ve gelişmeniz engelleniyordu.

      İşlerim yoluna girdiğinde boş kalan zamanlarımda yabancı dil kursuna (İngilizce) gittim, ancak kurslar yeterli öğrenci bulamadıklarından ikinci dönemlerini açamadılar benimde İngilizce hayalim yarım kaldı.

      1988 yılında Gebze E 5 üzerinde bir işyeri arsası alıp fabrika projesi çizdirip belediyede onaylattıktan sonra, inşaata başlamadan Hac görevimi yapmak için 1989 yılında kutsal mekânlara gittim ve Üzerime farz olan hac görevimi yerine getirdim.

      Üniversite okuma hayalim hep olmuştu ancak bir türlü o imkânı bulamamıştım. 90 lı yıllarda üniversite imtihanlarına girdim ve barajı aşarak bir açık öğretim fakültesine girmeye hak kazandım. Anadolu üniversitesi Açık öğretim işletme fakültesine kayıt yaptırdım. İmtihanlara girerek 2000 yılında mezun oldum. Böylece bu hayalimi de gerçekleştirmiş oldum.

      Sosyallik ve iş hayatına biraz katkısı olur niyetiyle Taysad’a (Taşıt Araçları Yan sanayi Derneği) [2]   üye oldum. Üye olduktan sonraki ikinci yılında yönetim kurulu üyesi oldum.

      Hemen ertesi sene Gebze Ticaret Odası’nda otomotiv komitesini temsil etmek için Taysad desteği ile meclis üyesi seçildim. Gene o yıllarda Kurulmasına başladığımız TOSB [3]  (Taysad Organize Sanayi Bölgesi) Kuruluş ekibinde yer aldım. 10.000.m2 olan arazimi 2001 Türkiye krizinde, o tarihte Adı KOÇBANK olan bankanın mevcut arazimin ( Bu gün de o günde bu paranın kat kat fazlası) ipotek almış olmalarına rağmen, parayı derhal ödememi yoksa tahsilat için işlem başlatacaklarını söylediler. (Aslında ödeme günü gelmemişti) 100.000.-USD olan borcuma karşılık devretmek zorunda kaldım. Bu günkü değeri Beş milyon Euro hatta daha da fazla olan arazimi, onda birinden daha az bir paraya satmak/devretmek zorunda kaldım.

      Sonraki yıllarda Gebze Ticaret Odasının Meclis üyeliğine kendi gayretimle her girdiğim seçimde kazanarak meclis üyesi oldum.  2009-2013 yılı mayıs ayına kadar da Yönetim Kurulu Başkan vekili olarak görev yaptım. 2013 Mayıs ayı seçimlerinde tekrar meclis üyesi seçildim. Ancak üzerime oynanan oyunlar nedeni ile hem yönetim kurulu üyesi olmadım hem de 2015 Temmuz 27 sindeki meclis toplantısında hiçbir kanuni dayanağı, yetkileri hiçbir yönetmelikte ve tüzükte olmadığı halde meclis üyeliğinden düşürdüler şimdilerde idare mahkemesinde davası devam etmektedir.

      1997 yıllarında Gebze‘ de kurulu GESİAD (Gebze Sanayici ve İş adamları derneği) bir iş adamları derneğine üye olmam konusunda, malzeme tedariki yaptığım firmalar teşvik ettiler. Deneği araştırdım siyasi ve ideolojik yönü olamayan yalnızca iş adamlarının sorunları ile ilgilenen dernek olması nedeni ile kabul ettim ve 07.05.1997 tarihli yönetim kurulu kararıyla üye oldum. Üyeliğimin ikinci yılında yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı oldum daha sonraki seçimlerde başkan vekili ve 2006 yılında dernek başkanı seçildim.

      2011 yılı aralık ayının yirmisin de yapılan genel kurulda aday olmadım. Bu tarihe kadar dernekte başkanlık yaptım.

      Başkanlığım süresince üst kurullar olan Federasyon ve Konfederasyonlar da yönetim kurulu üyelikleri yaptım. Dernek başkanlığı ile birlikte üst kurullarda da yönetim kurulu üyeliklerim sona erdi. Daha sonra bu dernek ve üst kurulları olan federasyon ve Konfederasyonların hiç bir faaliyetine, aktivitesine, davetine katılmadım. Çünkü yeni seçilen yönetimler benden öncekilerin ve benim çizdiğim çizgiden gidilmiyordu ancak ideolojilerinin de ne olduğunu bilmiyor ve ilgilenmiyordum.

      2011 yılında Doğu Marmara Kalkınma Ajansında (MARKA) da kalkınma kurulu başkanı seçildim ve iki yıl görev yaptım.

      Gebze Kent Konseyinin kuruluş aşamasında başkan vekilliği yaptım. Kent konseyi yönergesinin yazılmasına da önemli sayılacak katkılar yaptım.

      Gene 2011 yılında RİDANİYE Eğitim Kültür Din ve Sosyal Bilimleri Merkezi Kurma ve Yaşatma Derneğini kurdum bu derneği de bir takım bürokratik engellemeler olduğunu hissetim bundan dolayı hiçbir faaliyet yapamadan 2015 yılı aralık ayında genel kurul kararı ile tasfiye ettik.

      2012 yılında Bir gurup Gıda sanayicisiyle birlikte kurulmuş olan,  Bir derneğe GİOBS (Gıda İhtisas Sanayicileri Derneği) üye oldum. Aynı yıl Yönetim Kurulu üyesi seçildim.

      Bu dernek Kocaeli Kandıra ilçesinde verimsiz bir arazide yaklaşık iki bin dönüm arazi üzerine Kandıra GİOSB (Kandıra Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi) üzerine tamamı gıda işleyen üretici firmalardan oluşan bir ihtisas Organize Sanayi bölgesi.

      Arazi, kamulaştırma ve mahkeme süreçleri nedenleri ve daha başka nedenlerle uzun yıllar beklemede kaldı. 2021 yılı itibarı ile kamulaştırma ve mahkeme süreçleri bitti.  Arazi düzelme ile dolgu ve tesviye işleri devam ediyor. Alt yapı işlerine bu tarih itibarı ile henüz başlatılmadı. Üyeliğim devam ediyor ancak 2017 den sonraki yıllarda yönetimde hiçbir görev yapmıyorum.

      Şu an itibarı ile hiçbir dernekte OSB de ya da sivil toplum kuruluşunda görev yapmıyorum.

     Görev yaptığım sürelerde, görevli olduğum sivil toplum kuruluşları, Dernekler, Federasyonlar, Konfederasyonlar, Odalar, OSB ler, Kent Konseyleri, Kooperatif vb. ile Kalkınma ajansları dâhil Hem kendi firmalarım, hem şahsım hem de yakınlarım adına maddi manevi hiçbir menfaat elde etmedim, edilmesine fırsatta vermedim. Tüm hesap ve çalışmalarımı toplumsal menfaatler ve toplumsal çıkarlar üzerine yaptım.

      Hep sormuşlardı; “Bu kadar aktif ve göz önünde olmana rağmen neden siyasete girmiyorsun”?

      Siyaset zor iştir. Siyasette hiç bir zaman kendiniz olamazsınız. Bazen hatta çoğunlukla inançlarınız, görüşleriniz ve yaşam tarzınız doğrultusunda olmasa da o düşünce, görüş ve uygulamalara katılmak zorunda kalırsın.

      Bu nedenle siyasete girmeyi hiç düşünmedim, hiçbir partinin üyesi dahi olmadım. Günün şartlarına ve partilerin projeleri ile inandırıcı söylemleri doğrultusunda değişik partilere oy verdim.

[1] Fiğ kurak yerlerde yetişen besin değeri yüksek hayvan yemi

[2] TAYSAD Türkiye’de kuru otomotiv parçaları ana üretici firmalara (Ford, Renault, Tofaş Fiyat vb.) ve yedek parça piyasasına üretim yapan en büyük Türk ve Yabancı Firmaları temsil eden dernek

[3] TOSB Türk ve yabancı menşeli firmaların üretim üssü olarak kurulan 2.500.Dönüm arazi üzerinde Kocaeli Şekerpınar mevkiinde kurulu organize sanayi bölgesi

Kişisel Web:   www.halitucar.com.tr

Email :  halit.ucar@ucar.com.tr

Web:  www.ucar.com.tr

Web:  www.atakexpress.com

2012-2014 Uygulama:WEBNET

Facebook