Genel görüş ve düşünceler ön söz
Hac, Umre Mekke ve Medine’yi bu kutsal ibadetleri ve bu kutsal şehirleri anlamak gerekir. Yılda bir kere olmak üzere Hac ayı Kurban Bayramını arifesi ile başlayıp 3.günü bitimine kadar geçen süreyi kapsar. Bu süre içerinde Mekke’de yaklaşık 3-5 milyon insan hareket halindedir. Bu kişiler ortalama hac için 15 gün öncesi 15 gün sonrası olmak üzere 30 gün bu bölgede kalırlar. Baştaki 15 günlük sürede kişi sayısı artarak devam eder ve arife günü en üst seviyeye ulaşır son 15 günde ise azalma devam eder. Kimi Medine’ye gider kimisi memleketine döner buda ayrı bir çiledir. Mekke’de Hac zordur çile vardır diyorlar doğal şartlar içindeki çileden bahsetmiyoruz insan eli ile zorlaştırmadan bahsediyoruz. Mesela en çarpıcı olanı Kabe ve avlusuna girmek sanki özellikle zorlaştırılmış, Kâbe nin avlusuna girmek için belki 8-10 kapısı var, en büyük kapılar yaklaşık 5’er mt.’den 15 metre’ ye kadar diğerleri 3 mt. – 5mt. vb. ve bu kapılardan hem içeri girenler hem de içeriden çıkanlar aynı anda kapıları kullanıyorlar yollarda beklemeler oluyor arkadan gelenlerle yığılma oluyor ve sıkışmalar oluyor askerler Yallah Hacı, tarik tarik burada durma buraya oturma gibi insanları sıkıştırıyorlar. Tabi huşu içinde Kabe’de namaz kılmak istiyorsunuz ancak bu çok kolay olmuyor. Kabe’nin etrafı yüksek üç katı kadar duvarlarla çevrili. Dış avludan Kabe’yi görmek mümkün değil. Biraz daha geriye gelirseniz 20-30 katlı yüksek oteller hangi mantık Kabe’ye tepeden bakan ve bütün rüzgar ve yürüyüş yollarını kesen oteller in yapılması için izin verir anlamak çok zor.
Olması gereken örümcek ağı modeli merkeze Kabe’yi alıp 1-2 km.’den dahi Kabe’yi görecek ve her yerden rüzgar akışına izin verecek şekilde yeniden yapılmalı. Yollar araç ve yayalar için, bazen nerede ise 1 km. lik mesafeden Cemaat oluyor bunların Kabe’yi görmesi engellenmemeli Katlar arasındaki duvarları yıkıp Kapıları kaldırıp her yer giriş olmalı giriş ile çıkışlar çakıştırılmamalı ayrıca her türlü araç girişi 2 km. mesafeye kadar yasaklanmalı. Ring hattı yapacak metro ile şehrin her yerine ulaşım sağlanmalı. Mekke Coğrafi olarak çok kayalık ve sert zeminden oluşuyor buna rağmen otel yapmak için kayaları kırıp 8-10 mt. derinliğe giriliyor. Çok fazla tünel yapılıyor. Bu anlattıklarım yapılması çok zor uzun yıllar gerektiriyor. Belki 30 yıl belki daha fazla ve çok büyük para gerekir. Allah (C.C.) Bunlara bu nimetleri lüks içinde yaşasın başta Amerika olmak üzere Batı ülkelerine paraları bankalarda bekletsin diye vermemiştir. Ben burada Beytullah’ ta burayı yönetenleri Allah’a şikayet ettim ve dua ettim. Bu yöneticilere Mekke’nin emrine Suudi Kralına ve Kurmaylarına dua ettim İslam şuuru, Peygamber sevgisi ve alçak gönüllüğü Hz. Ömer adaleti ve mütevazılığı ile İslam şuuru ile bu kutsal şehri yeniden imar etsinler. 5-10 milyon kişi ziyaret edip ülkelerine gittiklerinde hafızalarında, muhteşem Kabe ile modern insana göre planlanmış tozdan, çöpten, kokudan, egzoz gazından dumandan arınmış bir kutsal mekan ve huzurlu ve modern ve muazzam bir mekan hafızalarında yer etmiş olarak kalmalı.
Mescidi haram bölgesinde hiç ağaç yok sanırım burada yeşillendirme yapılabilir. Yoksul ve kıt imkanlarla bunlara gelmiş gönül insanları yeşillik ve ağaçlık yerlerde dinlenebilir. Otelde ve evde kalma imkanları olduğunu sanmıyorum belki kamyonla belki otobüsü üstünde belki yürüyerek gelmiş Kabe’yi ve Mekke’yi ziyaret etmek için, hacı olmak için. Bu yoğunluğu sadece hac zamanında olduğu düşünmemek gerek 10 ay boyunca sürekli Umre ziyaretleri yapıyor. Hele ramazan Umre’ si neredeyse en az Hac zamanındaki kadar kalabalık oluyormuş. Bu çok önemli bir gelir demek. Mekke’yi başka hiçbir kaynak aramadan kendi gelirleri ile imar edebilirsiniz diye düşünüyorum.
Tabi şehir planlanan yerin ulaşım yani hava, demiryolu ve karayollarının planlanması gerekir. İki tane havaalanı var buraya gelmek için Medine ve Cidde, tabi demiryolu da var fakat bu şehirlerde Mekke’ye gelmek için kara yollarının kullanmanız gerekiyor. Medine’den Mekke’ye 7 saatlik bir otobüs yolculuğu yaptık yollarda dinlenme ve ihtiyaç için istasyonlar yok, var olanlar çok bakımsız ve pis ,neden bir demiryolu ile bağlantı kurmuyorlar hızlı tren hattı da yapılabilir aslında, yollarda dağ falanda yok Mekke Medine arası düz bir arazi maliyeti çok yüksek olmayacaktır.
Cidde daha yakın 90 km. ve yalnız kara yolu ile bağlı Mekke’ye akıl sır ermiyor kolay olan işler sanki kısıtlı, maksatlı zorlaştırılıyor. Hac meşakkattir diyorlar ya doğası gereği olsa hiçbir sözümüz yok ancak insan eli ile zorlaştırmak neyin nesi hangi düşüncenin sonucu ben anlayamadım doğrusu.
13.10.20.12 12:40 38.Grup 3.Kafile
Kafile Hocası : Yemen Terlemez
Gebze Holiday İnn Otel önünden otobüse bindik ve Hac yolculuğumuz başladı.12:40’da uçağımız kalkacak dilerim yetişiriz. Saat 12:00 uçağımıza yetiştik. Havaalanı çok kalabalık. Boeing 747 – 300/400Suudi Arabistan havayolları uçağına bindik. 30 Nolu koltukta oturuyoruz. Ortada bulunan kısım 4 kişilik Diğer taraf 3 kişilik. 13:05’de Atatürk Havaalanından kalktık. İstanbul’dan 38. ve 39. Kafileler birlikte gidiyoruz. Öğle namazını oturduğumuz yerde kıldık. 37. Kafile başkanı erteleyin ikindi namazı ile birleştirmeniz ve bütün rukunları tam yapsanız daha iyi olur dedi ancak 38.kafile başkanı ikindiye de yetişemiyorduk akşam namazına kalmasın dedi.
Saat 15:35’te Medina el-Munavvara havaalanına inişe geçtik. Pasaport kontrollerinde gümrükten sorunsuz geçtik. Emin crown otele geldiğimizde saat 18:30 olmuştu. Trafik çok yoğun özel araçlar ve otobüsler. Valizleri önceden getirmişler. Otel girişi çok kalabalık. Oda girişlerimiz hazırmış 408 nolu oda anahtarını alıp odamıza çıktık. Abdest tazeleyip akşam namazını odamızda acele ile kıldık. Yaklaşık 7-8 dk. mesafede mescidi nebeviye ye gittik. Çok kalabalık adım atacak yer yok. Bayanlar dışarıda ayrılan yerde kılıyor. Çok yorulduk uçaktan indikten sonra dinlemeden geldik. Neyse ki bir yer bulduk ve yatsı namazımızı eda ettik. Otele geri döndük. Yemek yiyip uyuduk .
14.10.2012
Sabah namazı için saat 04:00’te hazırlanıp Mescid-i Nebevî ye geldik. Yollar Her ırktan her renkten akın akın insanla dolu. İçeriye girmek çok zor oldu. Yer bulmak mümkün değil, iki kişi oturuyordu rica edip aralarına oturdum. Rehberler ortada yok. Diyanetle birlikte gelmiştik ama organizasyon var mı yok mu anlamadım.
Artık her vakti Mescid-i Nebevî de kılıyoruz “Mescid-i Nebî’de kılınan namaz, diğer mescitlerde kılınan namazlardan çok daha faziletlidir. Resulullah (s.a.s)’ın şöyle söylediği rivayet edilmektedir: Mescidimde namaz, Mescid-i Haram hariç, diğer mescitlerde kılınan bin rekât namazdan daha hayırlıdır.” Öğlen namazını kılmak için Mescid-i Nebevî gittim. Bugün Ravza-i Mutahhara (“Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim Kevser üzerindedir.”) da namaz kılmak istiyorum. Ayrıca kadınlara ayrı zaman ayırıyorlar bu nedenle daha da zorlaşıyor. Öğle namazından sonra mescitte kaldım. İkindi namazına kadar bekledim. Namaz sonrası bir akın oldu bende grupla birlikte koştum. İçeriye zor girdik namazı üst üste kıldık. Daha sonra dışarı çıkıp başka bir kapıya yöneldik ve içeri girdik. Yerler yeşil halıyla döşeli. Sanki havuza giriyoruz, ayaklarımız yerden kesildi. Zorda olsa bir yer bulup iki rekat namaz kıldık. İçimden geldiği gibi, tüm bildiğim duaları ettim. Sonra iki rekat daha kıldım. Tekrar dua ettim, başkalarının hakkını yememek için namaz bittikten sonra salat ve selamla çıktım.
15.10.2012
Sabah saat 04:00’de ilk ezan okunuyor, kalkıp hazırlanıyoruz. 04:40 gibi mescide varıyoruz. Teheccüt namazı kılıyoruz, (Teheccüt namazı, yatsı namazından sonra geceleyin kılınır. Bir süre uyuduktan sonra kalkılarak kılındığı için “teheccüd” denmiştir.) dua ediyoruz. 05:05 sabah ezanı okunuyor. 20-25 dk. sonra sabah namazı kılıyoruz. Sonra dua ediyoruz. Kahvaltı saat 06:00 – 10:00 arası biz 07:00’de kahvaltı yapıp varsa gitmemiz gereken yerleri ziyaret ediyoruz. Bugün uhud savaşının olduğu okçular tepesine(Peygamber efendimiz(s.a.v) in “her şeyin senin olduğunu görsen veya bittim artık deyip tükendiğini hissetsen de, hatta ölsen de okçular tepesini terk etme) dediği mekana gittik. Iğdır müftüsü Cüneyt Bey tarihini anlattı. Tepe o günden bugüne 10 mt. kadar alçalmış.
Her gün binlerce insan ziyaret ediyor. Uhut şehitlerini Hz. Hamza (RA) kabirlerini ziyarette bulunup, dua ettik. Otobüslerle İstanbul 38. Kafile yaklaşık 200 kişi Hendek Savaşı’nın olduğu yere ( 7 mescitler; Hendek savaşının yapıldığı yerde birbirine yakın 7 küçük mescit den oluşur. Hendek savaşı ise, Miladi 627 yılında Mekke’den gelen on bin kişilik ordu Medine Müslümanları üzerine yürür. Müslümanlar kendilerini savunmak için Selman-ı Farisi nin tecrübe ve tavsiyesi ile
Medine’nin çevresine hendek kazarlar. 7 mescitler gittik 2 rekat namaz kılıp dua ettik. Bütün mescitler yenilenmiş temiz durumda hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Kalabalık grubu toplamak hayli zor. Aramızda yaşlı bay ve bayanlar var. Kuba mescidi (Muhammed bin Abdullah’ın hicret ederken konakladığı Kuba’da inşa ettirdiği, İslam’da inşa edilen ilk mescit.) İslam tarihinin ilk mescididir. Kuba Mescidi-Cuma Mescidi-Mescid-i Kıbleteyn İki kıbleli anlamına geliyor burada da namaz kılıp dua ettik.
otele yaklaştığımızda öğle ezanı okunuyordu. Abdest almaya vakit kalmadığından yetişemedik ancak hemen üç arkadaş mescide gittik ve ben imam oldum ve namazı mescidi nebide cemaatle kılmış olduk. Burada her vakti mescidi nebide kılıyoruz. Her kıldığımız namazın normal mescide göre bin kat fazileti varmış.
16.10.2012
Bugün Medina el-Munavvara’dan ayrılıyoruz. Sabah namazı sonrası peygamber efendimiz mescidin açık olan tarafında 38. Kafile olarak selamlama yaptık ve dua ettik.
Öğlen namazına ihrama gittik valizleri önceden indirmemiz istendi o nedenle biraz erken ihrama girdik. 13:50’de otelden otobüslere bindik. Abâr-ı Ali olarak bilinen Zü’l-Huleyfe de ihram namazını kıldık.
Otobüslere bindik 14:45 hareket ettik. Yolda Telbiye Tehlil ve Tekbir getirerek Mekke’ye doğru gidiyoruz. 15:50’de vardık. Saat 21’de Ramada Makkah Hotel Mekke ötelerine geldik oda hazırlanmış anahtarlarımız alıp hemen odamıza çıktık. Hemen yemeğimiz yiyip hazırlandık 22:30 gibi umrenin gereği ilk önce 7 saft olan tavafı yapmak için Kabe’ye gittik kalabalıktı ancak çok zor olmadı. 7 şafttan oluşan 4 gidiş 3 geliş olan say yapıldı. Ertesi gün 17.10.2012 saat 02:00’de say bitti ve umre tamamlanmış oldu. İhramlıya Mahrim denir. Zul Huleyfe de ihrama girmek hac ve umre için Medine’ye gidi yorsanız niyet edip iki rekat namaz kılmak gerekiyor
17.10.2012
02:30 gibi yatabildik müthiş yorulmuştuk. Saat 09:00 gibi zor uyandık bundan sonra otel Kabe arasında yaklaşık 12 dk. mesafe var her vakit için Kabe’ye namaz kılmaya gidiyoruz çünkü Kabe’de kılınan bir vakit namaz normal mescitlere göre yüzbin kat daha faziletli bu imkanı kaçırmak ahmaklık hatta aptallık olur. Kabe’nin iç avlusuna girmek zor dış avluya bile bazen girmek mümkün olmuyor yollar bile tıklım tıklım ezan okunduğunda yolda olsak bile seccade serip namaza duruyoruz zaten herkes öyle yapıyor. 300-500 mt. Mesafeler dolu namaz kılınıyor. Yolların genişliği 30-40 mt. o saatlerde yollar trafiğe kapalı. Kâbe’nin avlusunda namaz vaktini beklerken tanımadığım bir Türk hacı adayı abdest tazeleyeceğim deyip çantasını bana bırakıp gitti. Uyardım gitme tekrar bulamazsın beni diye çünkü her yer birbirine benziyor, öyle olmasa bile kalabalıktan tekrar aynı yere gelmek çok zor. Namaz vakti geldiğinde hacı adayı henüz gelmemişti. Namaz bittiğinde de tekrar karşılaşamadık. Çantadan çıkan evraklardan adının Şerif Alyüz olduğunu öğrendim. Çantasındaki 0.536 …… nolu numarayı arıyorum ama telefon kapalı. Mesaj bıraktım , yine dönüş olmadı. Bizim konakladığımız Ramada oteldeki Diyanet görevlilerine çantayı teslim ettim. Tur şirketlerinin Semerşah olduğunu çantasındaki belgelerden anladık ve görevlilere arayın arkadaşa ulaşsınlar, çünkü Nüfus Cüzdanı ile Hac Kimliği ve özel eşyaları var çantada diye rica ettim. Kenara bırakmamı istediler. Ertesi gün sordum çantanın sahibini bulabildiniz mi diye. Görevliler çok yoğun olduklarını ve ilgilenemeyeceklerini söylediler. Biraz bozuldum, öğleden sonra yine sordum yine aramamışlar. Otel lobisinde internet var daha doğrusu wifi var orada internete bağlanabiliyoruz. Telefonumdan internete girdim ve şirkete ulaştım. İbrahim Bey’e durumu anlattım kendilerinin ulaşabilecekleri söyledi ve teşekkür etti. Ancak aradan birkaç gün geçmesine rağmen çanta hala alınmamış, görevlilerin arkasında duruyordu. Benim yapabileceğim bir şey kalmamıştı.
18.10.2012
Sabah 03:00 gibi kalktık hazırlık yapıp Kabe’ye gittik niyetimiz tavaf yapmak o saatte bile çok kalabalık biraz zorlanarak tavafa başladık. Eşim Ayşe ve ben adeta balık istifi bizim belediye otobüslerinin sabah ve akşam saatlerindeki gibi sıkışık bir tavaf 7 saft 03:55’de başladık 04:45 gibi bitti burada havalar çok sıcak gece 04’de bile 26-27 derece sırılsıklam ter içindeyiz. Mecburen sabah namazı kılınacak bir yer buldum kadınlar erkekleri aynı yerde durdurmuyorlar ayrı yerlerde bulunmalıyız. Boş yer bulmak imkansız küçük bir aralık bulunca hemen oturup namazımızı kılıyoruz. Sabah ezanı okunduktan sonra bir süre beklemek gerekiyor. Bu süreyi dua ederek geçiriyoruz. Kabe’yi seyretmek 100 sevabı varmış. Sabah namazını kılıp otele geldik.
Hava çok sıcak insan sırılsıklam oluyor her gün duş almak gerekiyor. Otel 4 yıldızlı imkanları fena sayılmaz. Kahvaltı 6’da başlıyor bugün 07:30’da ziyaret yerlerine gidilecek Arafat, Hira dağı ve Mağarası, Sevr mağarası ve Peygamberimizin(S.A.V.) doğduğu ev otobüslerle 5 kafile var. İsteyen gidebilecek. Her kafilede 40-45 kişi var. Bende gitmek istiyorum hatta Dr. Osman Bey ve Körfez Ticaret Odası Meclis Başkanı Osman Bey beraber gidelim dedik. Kahvaltı edip çıkacaktık. Kahvaltıda yanımıza bir amca oturdu 75 yaşında Sinoplu’ymuş neresindensin dedik, her yerindenim dedi. Kendisi çiftçiymiş. Hac organizasyonunu beğenmemiş. Bardağındaki artık çayı restoranın ortasında yere döktü, tabi köylerde tarlalarda yere dökmek normal ya kasti yaptı yada garibim daha önce böyle yerlerde yiyip içmemiş olacak . Garsonu çağırıp temizlettim. 1,5 litrelik suyu şişeden içmeye kalktı. Bardak almasını önerdim. Ama o dinlemedi dikti kafaya pet şişeyi ve suyunu içti.
Lobiye indim otobüsler hazır ama bizim otobüsü bulamadım. Meğer 5 grup bir otobüse sığmış o nedenle isim karışmış sonra anons ettiler ama öğle namazına Kabe’ye yetişemem diye pek canım istemedi, gitmekten vazgeçtim. 11’de Kabe’ye gittim. İçeri girdim Kabe’yi gören bir yer bulup oturdum. Bir süre Kabe’yi seyrettikten sonra dua ettim. Kabe’ye karşı öğle namazını kılıp otele geldim. Otele yeni gruplar geliyor. Bulunduğumuz oteli diyanet tutmuş. Üç bin kişi kalacakmışız. İnşallah aksilikler olmaz. Bu kadar büyük organizasyonlarda sıkıntılar olabilir. Çok önemli değil olanlar, görevlerimizi eksiksiz yapalım yeter. Din görevlileri ortalıkta görünmüyorlar çoğu kendi ibadetleri ile meşgul gruplar talep ederse o zaman zorlama program ve gurup olarak tavaf yaptırıyorlar. Grup halinde yine de bizim 38. Grup 3. Kafile hocası Yemen Hoca daha ilgili ancak yine de yeterli değiller.
19.10.2012
Cuma günü akşam 22:30’da bir grup arkadaş ve hanımları eşim Ayşe Uçar’da dahil tavaf yapmaya gittiler ben biraz yorgundum. Nafile tavaflar çok güzel ama daha önemlisi farzları yerine getirebilmek. Saat 04:00’da kalkıp Sabah namazı için 04:30’da Kabe’ye gittik. Çok kalabalık, yolar bile dolu. Kabe’ye 150-200 mt. kala yol tıkandı. Bir adım ileri gitmek imkansız. Herkes seccade sermiş yollara , seccadesi olmayan bez parçasını seccade yapmış, bir kısmı da hiçbir şey olmadan yollara oturmuşlar.
Mecburen bizde bayanlar bir tarafta biz bir tarafta aynı safta sabah namazını kıldık. Namaz sonrası hemen kalkıyorlar eğer birlikte hareket etmezsen ezilme tehlikesi var. Neyse saat 06’da otele döndük biraz uyuduk .08:30’da kalkıp kahvaltıya indik bugün Cuma olduğu için erken gitmemiz lazım. Saat 10 gibi yola çıktık. Kabe’nin dış avlusuna bile giremedik. Bu saatte polisler, askerler girişleri kapatmışlar. İnsanlar akın akın kimileri içeriye girmeye çalışıyor, kimileri dışarıya doğru yürüyor. Bu durum yürümeyi daha da zorlaştırıyor. İnsanlar boş bulduğu yere seccade serip oturuyor bu şekilde yol geçişler kapanıyor. Askerler gelip yerden kaldırıyor “Yallah Hacı Yallah Hacı” yaşlı genç kadın erkek ayırmadan.
Hareketler çok sert birde “tarik-tarik” diye bir şey söylüyorlar. İlerleyin veya yol verin anlamında sanırım. Yol tıkandı ayakta kaldık ne ileri ne geri gidebiliyoruz.
Herkes birbirine yapışık abartısız, biraz geri geldim asker bir yol açtı yürüyen merdivenlerden aşağı garaj gibi bir yere indik, otoparkta olabilir. Orası da dolu bir yere sıkışıp oturdum asker gelen geçen herkese Yallah Hacı Yallah birde tarik tarik diyor. Askerin sesinden kulaklarımız çınlıyor. 12:05 gibi ezan okundu 12:15 hutbe başladı. 12:45’de bitti. Hutbe dinleyip farzı kıldık sünneti kılmak çok zor oldu. Asker kaldırdı yerimizden. Ön tarafı kapatmışlar bizi arka tarafa yönlendirdiler. Çift şeritli bir alt geçide çıktık neyse otel yolunda olduğumuzu anladım. 10 dk.’lık yolu 20-25 dk. da otele gelebildim çok şükür. Maalesef Kabe’nin etrafı iyi planlanmamış Kabe merkezine göre 200-300 mt. sonra çok katlı oteller yapılmış, müthiş bir kalabalık. En yoğun zamanında 5 milyon insan olduğu söyleniyor. Kabe çevresinde giriş kapıları, geliş-gidiş yoları dar, duvarlardan dışarıda kalanlar Kabe’yi göremiyor. Bana göre bu kadar insan için çok sıkıntılı insanlar eziyet çekiyor gerçi kimse şikayetçi değil ama burası Kabe merkezi yeniden planlanmalı. Uluslararası yarışma yapılabilir. Belki 10 milyon insan aynı anda namaz kılıp rahatlıkla dağılabileceği bir proje yapılabilir. Yollar pis, sokak satıcıları yoları kapatıyor sergisini serip oturuyor. Giderken bu durum yok dönüşte çok fazla var, bu yüzden dönüş çok zor oluyor. Cuma namazında bile avlu içinde olamıyorsunuz. Çok sıcak, çok sıkışık. Asker , polis sesleri aspiratör, vantilatör birde jeneratör gürültüsü. Önünden arkandan geçenler zaten sıkışık olan yanına oturmaya çalışanlar. Motivasyon ve huşuyu bozuyor. Yine de mescidi Haram (Kabe ) namaz kılmak her şeye değer.
Benim gitmediğim bir tavaf sonrasında bugün için akşam 09:30 tekrar tavafa gidelim diye grup olarak karar vermişler. Artık namaz vakitleri geldiğinde otelimizin önünde kılıyoruz 12 dk.’lık yol mesafesi yürüyüp Kabe’ye gidilmeyecek kadar kalabalık zaten büyük bir kısım yollarda kılıyorlar o gün bizde otelin lobisinde kıldık. Yatsı namazını namaz sonrası Dr. Osman tavafa daha erken gidelim deyip dün ki konuştukları arkadaşlarını telefonla aradı.
Bu arada grup din görevlimiz Yemen Hoca’yı da aradı sabah saat 08:oo -08:50 gibi tavafa gidelim dedi otel lobisinde toplanalım diye organize etti ancak 1-2 kişi 09:30 göre kendilerini ayarladıklarını neden saat değişikliği yapıyorsun biz yemek bile yemedik diye sitem edince Yemen Hoca bozuldu sanırım o tavafa gidemedik. Akşam Dr. Osman biraz sitem etti daha sonra yemen hoca da Dr. Osman bey için onun olmadığı bir zamanda; mesleği ve makamı yüzünden böyle yaptığını ve çok ayıp ettiğini söyleyince bende bunda abartılacak bir şey yok neden abartıyorsunuz dememe rağmen devam etti sitemine sen daire başkanıysan makamında yap ne yapacaksan diye diye gittik. Tavaf yapmak için grup olmuştuk 22 kişi kadın erkek karışık 21:25’te tavafa girdik 7 şaft bir tavaf tamamladığımızda saat 22:05 olmuştu. Bu kalabalıkta 40 dk. çok iyi demek ki o saatler ideal zamanda gitmişiz bundan sonra da bu saatlerde gideceğiz. Tavaf sonrası say yapılan tarafta bir merdiven altı var orda toplandık tavaf namazında Kabe’ye karşı kılmıştık. Dr. Osman ile Ali Hoca ilahiyat mezunu, namaz kıldığımız yerde Yasin okudular ,hacı adayı bir arkadaş dua ettirdi zem zem içip 22:40 gibi otelimize geldik.
20.10.2012
Otel ile Kabe arası yürümek havanın sıcak olması ve kalabalık nedeniyle aynı yerde hem gidenler hem gelenler karşı karşıya geliyor o nedenle meşakkatli, zaten otelin önünden itibaren Kabe’ye kadar saf oluyor. Bizde bu nedenle otelin önünde saf yapıp Kabe imamına uyuyoruz zaten her yerde hoparlör var. İmamın ve müezzinin sesi çok net geliyor doğrusu biraz kolayımıza geliyor. Kendimizi aşırı zorlamak istemiyoruz çünkü önümüzde zorlu bir hac görevi var bu nedenle hasta olmamaya dikkat ediyoruz.
Adayların çoğu hasta oldu terleyip geliyorlar mescitten her yer klimalı otelde, çok dikkat etmek zorundayız. Bu akşam tavaf yapmaya gideceğiz öğlen, ikindi, akşam ve yatsıyı kılıp (Artık Kabe imamına uyuyoruz ama otelin lobisinde kılıyoruz zaten saf oraya kadar geliyor hatta daha da uzağa gidiyor.) yemekten sonra tavaf yapmaya 20:30’da gideceğiz. Konuştuğumuz gibi 20:30’da lobide buluştuk rehber hocamız yok aramızda 11 kişilik bir grup Dr. Osman Bey, Osman Bey ve Ali Bey ve eşleri bizler gittik.
Tavaf için gelen büyük gruplar vardı Endonezya’dan geldiklerini düşünüyorum. Aynı bir bölük asker gibi 60-70 kişi belki daha fazla 4 sıra halinde tek tip kıyafet , orta iki sıra bayanlar önde 4 sıra erkek arkada, 4 sıra erkek halinde tavaf yapmaya gidiyorlar zaten kalabalık nerdeyse tek başlarına dolduruyorlar ancak çok disiplinli ve terbiyeli insanlar.
Bizde girdik tavafa 7 saft bir tavaf 40-50 dk. sürüyor o saatlerde bu süreye razıyız sonra tavaf namazı kıldık zem zem içip, tavaf duası yaptık sonra da Kabe’yi gören bir yere oturduk. Bunu arife gününe kadar devam etmeyi planlıyoruz.
21.12.2012
Dünden bir fark yok şuan saat 13:45 odada ikindi namazını beklerken istiğfar ediyoruz saat 16:45 hafif bir yağmur var gök gürlüyor buralarda çok nadir yağmur yağarmış her damla yağmur rahmet binlerce rahmet diliyoruz Yaradan’dan.
22.10.2012
Bugünde normal günlerden biri burada özel bir şeyin zamanı değilse hani derler ya bir namaz bir boğaz yemek yiyip namaza gidiyoruz akşamları da tavaf ediyoruz. Kabe’de Bir günün (beş vaktin) kaza namazlarını kılıyoruz. Normal vakit te kılınan kaza namazlarına göre yüz bin kat fazla fazileti olan böyle bir fırsat kaçırılır mı?
23.10.2012
Normal yaptıklarımızdan farklı bugün hac için vacip olan haccın sayını yapacağız. Sayı yapmak için öncesinde tavaf yapmak gerekiyor. Önce tavaf ettik, namaz kıldık ve say yaptık. O gün tavaf ederken Gebzeli bir arkadaşla yan yana geldik Hasan Erdoğan iyi tanıdığım biridir, yan yana yürüyoruz önce benzetiyorum dedim giydikleri kıyafetlerden, çünkü geleceğinden haberim yoktu fakat bu kadar benzemesi mümkün değil dedim o beni görmedi ortalığa Hasan Erdoğan diye seslenince baktı, bu ne güzel tesadüf dedim selamlaştık ve tavaf etmeye devam ettik sonra kaybettim. Tavaf ve say zorlu bir iş. Tavaf aslında Kabe’nin etrafında 7 saft (7 kez dönmek) mesafe olarak kısa, ancak çok kalabalık ve sıcak yaklaşık 40 derece. Gündüz çok daha zorlu en tenha zamanda bile 40-50 dk. sürüyor güneş tepede yakıcı bir şekilde üstümüze vuruyor, gölge yok yakın tavaf yapmak istediğinde, birde uzun tavaf dediğimiz kısım var orası gölgelik ama mesafe çok uzun.
24.10.2012
Bu gün Arafat’a gitmek için hazırlanıyoruz, Türkiye’ye göre kral emri ile bayram bir gün sonraya alınmış. Bayram günleri ay hareketleri ile tespit ediliyor. İslamiyet’in ilk günlerinde olduğu gibi bir tepeye çıkıp ay gözlemleniyor ve ayın durumuna göre yol izleniyor. Arafat’a gitmek için önce sünnet üzere Mina denilen yerde bir gece yatmak gerekiyor sonra müzdelifeye uğrayıp arife günü Arafat’ta olmak haccın farzı. Peygamberimiz Hac Arafat’tır demiş bu yolu biz yürüyemezdik yaşlı ve ağrıları olan insanlar olduğundan otobüs ile gideceğiz fakat aynı anda Arafata bütün hac adayları gidecek tahmini 3 milyon insandan fazla kişi yollarda olacak. Otobüsler dolu, şehrin içi trafikten kilitli. Polis yönlendiriyor ancak çok yetersiz bugün saat 14:oo gibi çıkacağız odalarınızda hazır bekleyin dediler. İhramları giydik. Arafat’a ihramlı gitmek zorundasın haccın farzı üç: ihrama girmek Arafat’ta öğle namazı ile ikindi namazı peş peşe “Her namazın kendi vakti içinde kılınması prensibinin istisnası, hacc yapanların Arafat’ta öğle ile ikindi namazını, öğle vaktinde; Müzdelife’de de akşamla yatsı namazını yatsı vaktinde birleştirerek kılmalarıdır.” (Cemi Tekfün ) ikindinin öne alınması ile kılınıyor. Her kafile kendi çadırında kafile başkanı kıldırıyor. Çadırlar yalnızca güneşten korunmak için yapılmış.
Her kafilede 5 grup var her grupta 40-45 kişi bu demektir ki her çadırda 200-220 kişi yerlerde parça parça halı serili altları kum öğlen ve ikindi peş peşe kılındıktan sonra Diyanet işleri Başkanımız Mehmet Görmez Arafat vakfesi için dua etmeye başladı merkezi sistem kurulmuş. Vakfe ayakta durmak demekmiş. Dua okunurken ayağa kalktık. Rahatsız ve yaşlı olanların oturmasında bir sakınca olmazmış 45 dk. kadar sürdü dua daha sonra herkes kendine göre namaz kıldı dua etti. Arafat’tan güneş batımında ayrılmak yok hatta güneş battıktan sonra çıkmak gerekiyor. Biz Arafat’a geç gelmiştik saat otelde iken 14:00 gibi hazır olun demelerine rağmen görevliler otobüsleri bulamadılar. Biz öylece ihramlı olarak hazır bekledik her an otobüsler gelir diye. fakat ertesi gün saat 04:00 gibi otobüsler geldi. Belki de bu şekilde daha iyi oldu. Çünkü Arafat zor çok kalabalık, neyse 05:00 gibi Arafat’a varmıştık zaten yollar bayağı boşaltılmıştı. Çadırımızı gösterdiler ben daha çadıra gitmeden diyanetin kendi programları için kurduğu çadıra girdim klimalı yerler halı kaplı hocalar Yasin okuyorlar. Üç tane kamera var. İlahiler okundu. Dualara edildi daha sonra ezan okundu sabah namazını kıldık tekbir getirip dua ettik ve buradan hemen yakınında olan çadırımıza yerleştik.
Arafat yılda 1-2 gün kullanılan bir yer. Yaşam imkanları zor. Diyanet sabah, öğlen ve akşam için kumanya hazırlatmış. 2 dilim ekmek, 1 dilim kek, 2 adet karper peynir, 1 elma, 1 meyve suyu bu küçük kahvaltı sonrası öğlen namazı saati beklemeye başladık. Bu arada su ve tuvalet için belli yerler yapmışlar ama sayı olarak yeterli değil 15-20 dk. sırada bekliyorsunuz. Bütün gün sonunda görevlerimizi yaptık. 18:00 gibi otobüsler geldi bu konuda çok şanslıyız geç gelip erken dönüyoruz. Kalma süresi ile ilgili de bir sıkıntı yok . Buradan müzdelife’ye ineceğiz, otobüs hemen hareket etti.
Müjdelifedeki görevlerimiz; bayramın birinci günü büyük şeytan taşlamak için 7 adet nohut veya fasulye büyüklüğünde taş topladık çünkü peygamberimizde böyle yapmış. Burada yatsı vaktini beklemeliyiz, biz erken gelmiştik çünkü akşam ile yatsı Cem-i Tehir yapılarak kılınıyor. Namaz sonrası Müjdelife vakfesi yani duası yapılması gerekir
Arafat gibi süre yok burada kısa bir dua edip tekrar otobüse bineceğiz yollar tıklım tıklım otobüs dolu otobüsü bekletmiyorlar yolda otobüs bir ring yapıp geldi bindik otobüse bu arada diyanet görevlisi Yemen Terlemez ve Necmettin Amca ring sırasında otobüste beklediler çünkü otobüsü kaybedebiliriz veya şoför bir daha gelmeyebilir. Biz otobüse binince onlar indiler bu sefer biz ring yapmaya başladık. İki tur attık, iki kişi hala gelmedi. Telefon ettik, Necmettin Amca hala kayıp. Otobüsten gençler indi ve Necmettin Amca’yı bulup getirdiler, Hesabımıza göre buradan şeytan taşlamaya gideceğiz fakat işimiz erken bittiği için erken dönüyoruz. Şeytan bayramın 1. Günü taşlanmalı yani 26.10.2012 10:30 gibi fakat şuanda saat 20:00 4-5 saat var o nedenle otele geldik ancak cumartesi günü yani bayramın 1.günü 04:00 gibi lobide toplanıp şeytan taşlamaya gideceğiz 03:30’da kalktık. Çok yorulmuştuk ama her şeye rağmen gitmeliyiz 04:30 otobüsümüz geldi dün ki otobüs şoförü Sudan’ lı İngilizce ve Arapça’ yı çok az biliyor. Sudan dilini de bizden bilen yok anlaşıyoruz işaret diliyle anlaşmaya çalışıyoruz. Bir müddet gittikten sonra yol tıkandı farklı bir yol izlemek için ara sokağa girdik yollar dar araçlar gelişi güzel park ediliyor. Kimse kurala uymuyor bu günlerde. Dönüşte bir taksi yanlış park etmiş olmasından dolayı sokağı dönemedik yakındaki Cami’de olacağını düşünüp araştırdık, inmemize müsaade edilmiyor. Şoför Ömer ve çevredekiler yardımcı oldu.
Taksi şoförü geldi ve aracı alınca yerinden dönebildik fakat daha önceki yere sıkışık trafiğe geldik bu nedenlerle ekstradan bir saat kaybettik biraz gittikten sonra Şoför Ömer bizi indirdi, gideceğimiz yeri işaret dili ile anlattı. Biz yürümeye başladık çevremize sora sora ilerledik. Yollar çok dar ve kaldırımlar yayalara uygun yapılmamış. Kaldırımlar esnaf ve seyyar satıcılar tarafından işgal edilmiş. Araçların aralarından 1 kişi anca geçebiliyor. Çevrede sokakta yatan insanlar , atılmış yemek artıkları var, çöpler, pet şişeler ve dahası… üzerlerine basmadan yürümek neredeyse mümkün değil. Bir merdiven önüne ulaştık 2-3 saat sonra küçük merdivenler bir caddeye çıkıyor. Caddeye gelince kalabalığı görünce doğru yolda olduğumuzu anladık. 1-2 km. yürüdük daha geniş bir caddeye geldik merdivenler çıktık daha geniş bir caddeye geldik gidiş geliş bir cadde 4’der şeritli insanlar adeta sel gibi gidiyor onbinler belki daha fazla bu yol bizi 4. Kat taşlama alanına götürüyormuş büyük grupla bu kalabalıkta hareket etmek zor yavaş kalıyoruz ancak başka çare yok yaklaşık 150-200 mt. bir alanda üstü çadırla örtülmüş geniş bir alanda sembolik olarak 20-30 mt. boyunda bir sütun oval biçimde, ilk giriş yerine askerler yaklaştırmıyor ,
doğru da yapıyor yoksa girişte izdiham olur ayrıca daha önceleri buralarda çok sayıda insan ölmüş. Taşları atıyoruz, atarken Bismillahi AllahuEkber kahrolsun şeytan diyoruz. Şeytanın arkadaşları ve taraftarları hakkında Arap’ça bir duası var. Yazılı olmadan ezbere okuduğunda fazileti büyük. Ezberlemek zor olduğu için biz Türkçe ’sini söyledik. Aynı geniş yoldan indik ve dar köprüden gelirken anlattığım bölgeye geldik. Şeytan taşlama bittikten sonra haccın niyetine niyete göre kurban kesmek vacip olmayanlar traş oluyorlar yollarda seyyar berberler kimisinin elin ustura bütün saçı kazıtıyor, kimisinde elektrikli traş makinası saçlar kesiliyor ve saclar sokağa dökülüyor. Niyetler halis fakat sokaklar içler acısı bizim kurban kesilme haberi gelmeden traş olmuyoruz çünkü şöyle bir yol izlemeliyiz önce taş atılacak sonra kurban kesilecek daha sonra traş olunacak taş, baş, traş bu sıraya uymak vacip uyulmazsa cezası var bir koyun yoksa keçi keseceksin. Biz otele geldiğimizde kurban haberini bekleyip öyle traş olacağız. Geldiğimiz otobüsün bizi bıraktığı yerde bekliyoruz telefonla anlaşamıyoruz. Yollar tıkalı trafik akmıyor zaten epey cebelleştik yerimizi tarif için yolu bir sağına bir soluna geçiyoruz ama cadde de araçların arasından geçmek çok tehlikeli ve zor.
Yaklaşık bir saat bu şekilde oyalanmıştık. Otobüsleri bulamadık. Sonunda yürüyerek gelmeye karar verdik. Yaklaşık, 5 km. yayaların yoğun trafiğe nispeten kapatılmış sağlı sollu 3-4 şeritli bir yolla girdik insan seli her yer 1-1,5 km. sonra bir tünele girdik tünel yoğun bir egzoz kokusu ve dumanı var.
Üstte pervaneler var ancak demek ki yetmiyor. Azda olsa trafik var. Birde küçük motosiklet bir kişilik taksi gibi hacı adaylarını taşıyor sivrisinek gibi vızır vızır sağında solundan geçiyorlar öyle bir duman atıyorlar ki zehir gibi. Buralarda lüks araç sayısı az taşımada hep eski araçlar egzoz emisyonları çok yüksek otobüsler kontak kapatmıyor. Adeta bizlerde zehir soluyoruz. Tünel 3 km. kadar bir mesafeydi. Yürüdük mecburen zaten taksi tutalım dedik sekiz kişi ile taksi 2.000 SAR yani 1.000 TL. istedi yol 10 dk. sürmez ancak trafik tıkandı. Yürümeye karar verdik. Günlerden Cuma tünelden 10:00 gibi çıktık tekrar trafiğin içine girdik otele gitmek için 1 km. yolu yarım saatte aldık yaya olarak otele 10:30’da gelebildik bir gün önceki Arafat gidiş – dönüş ve bu süreç hemen hiç uyku yok belki 2-3 saat müthiş bir yorgunluk ama görevleri farz ve vacipleri yapmanın huzuru içinde şeytan taşlama baştan itibaren 7 saat sürdü bu arada şeytan taşlama alanında çıkarken4.kattan 1.kata inmemiz gerekiyor yürüyen merdivenler koymuşlar 4 tane iniş insan sel gibi merdivene binmek için merdivene yoğun bir baskı inişte iki direk var insanlar orada sıkışıyor ölüm tehlikesi var. Neyse ki kurtulduk çok şükür. Burada sırılsıklam terliyorsunuz duş alıp yattık hemen uyumuşuz. Öğlen namazına zor kalktık uyku bastırıyor ayakta uyuyoruz tekrar odaya zor attık kendimizi.
Akşam ziyaret tavafı var yatsı namazı sonrası gideceğiz, bu tavaf farz tavafı, yapmazsınız Hacı olamıyorsunuz yemek yedik artık tavafa gruplar halinde gidiyoruz10-15 kişi 21:00 gibi Kabe’ye girdik niyetimizi alt katta yapmaktı tavafı niyet edip başlama noktasına gitmeye çalıştık fakat bir cm. yürümüyor kilitlenmiş baktık olmayacak orta katta yapmaya karar verdik mecburen orası da kalabalık toplam 4 kat tavaf yeri var fakat bu farz olduğu için herkesin aynı günde yapması gerekiyor yaşlı kişiler (70-75) var aramızda fakat yürüyorlar bizimle biraz geri kalsalar da 21:15 te ancak başlayabildik 23:15’te bitti tam iki saat sürmüştü bir tavaf nispeten daha rahat olan say bölgesine geçip tavaf namazı kıldık zemzem içip tavaf duası ve diğer bildiğimiz duaları yaptık 23:30’da Kabe’den otele hareket ettik.
27.10.2012
Bu gün bayramın 2. Günü bugünde şeytan taşlayacağız. Öğleden sonra peş peşe üç şeytanı da taşlamak gerekiyor. Bu görev vacip yapmazsanız cezası var ancak dünkü yaşananlardan sonra gözüm kesmiyor vekalet ile olur dediler bizim gruptaki Dr. Osman’a teklif ettim kabul etti. Eşim de grup hocası Yemen Terlemez’ e vekalet verdi. Sağlıklı erkekler vekalet aldı, yaşlı ve rahatsız olan erkek ve kadınlardan. Saat 13:30 gibi 8-10 kişilik bir grup gittiler. Her şeytana (büyük, orta, küçük) 7’şer taş attılar.
28.10.2012
Çok yorucu, sıcak ortalıkta müthiş bir toz var otobüs ve otomobillerin egzoz gazları vs. hasta olmamak mümkün değil. Birde müthiş terliyorsunuz. Mescide gidip gelirken lobide pervaneler var. Otele girer girmez çarpılmaya yetiyor. Bugün yine üç şeytan büyük, orta, küçük şeytan taşlanacak, Osman Poyraz bir hadisi anlattı Cebrail A.S. bir gün peygamber efendimize gelip komşuluk hakkını anlatmış peygamberimizde, öyle şeyler söyledi ki Cebrail A.S. komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım demiş. Dr. Osman Poyraz ile odamız yan yana, benim için taş atar mısın dedim güldü tabii ki atarım dedi. 21 taş verdim. Saat 14:oo gibi otobüsle gidebilirlerse atacaklar. Orası çok kalabalık, yolların çok sıkışık ve yolların toz, toprak, egzoz ve çöp yığınları ile adeta toplu işgal edilmiş olduğu anlattılar. 4 iyi 4 olumsuz fotoğraf çekilmesini rica ettim. Bu yazımın ekine koymayı düşünüyorum onlar gitti bizde ikindi sonrası mescide gidip akşam ve yatsıyı Kabe’ye bakarak kılalım dedik. akşam ezanına yarım saat var düştük yola ancak her zamankinden farklı bir kalabalık ve karmaşa var biraz daha zor ilerledik.
Mescidin kapısına 50 mt kala kilitlendi mescidin dış avlusundayız iç avluya giden kapıları askerler tutmuş ileri gidemiyorsunuz arkadan müthiş bir kalabalık sizi ileri itiyor.
Bu arada yan taraflarına sağlı sollu bir gidiş gelişte var boğulur gibi olduk o sırada akşam ezanı okundu namaz yeri bulmak ne mümkün herkes olduğu yerde saf yaptı bende durdum rükû bile etmek mümkün değilken secde nasıl edeceksiniz yanımda hacı adayı yan secde edince bende onun sırtına secde ettim. Terlemişti zaten terlememek mümkün değil ama bu şekilde akşam namazı kıldık huşu ile kılmak ne mümkün canını zor kurtarıyorsun. Hemen geri çıkalım istedik ancak sağdan soldan önden arkadan müthiş bir itiş kakış bir hareket asker yol açayım derken daha da zorlaştırıyor sağa gitme sola gitme ileri gitme geri git nasıl olacak arka taraftan müthiş bir kalabalık geliyor neyse itiş kakış çıktık 200 mt. sonra asker geliş yolunu kesmiş yoksa çok sayıda insan ölebilirdi. Bu kalabalığın sebebini araştırdım, mina’da ve müzdelife’de sünnet gereği 3’er gün konaklayan özellikle Safi ve Şii mezhebinden olan kişiler bugün tavaf edip bu akşamdan itibaren ayrılacaklarmış zaten bir kısmının ellerinde çanta ve valizler vardı.
29.10.2012
Bayramın 4. Günü vekaletle şeytan taşlamalar bir gün öncesinde bitmişti. Bayan irşat görevlisi sağlıklı insanlar erkek ve kadınlar için vekalet olmaz demiş , müftü ’ye ve din görevlilerine soruldu olur bir sakıncası yok demelerine rağmen bazı erkekler ve kadınlar son gün olan ve güneş batmadan önce yapılması gereken bu vecibeyi yapmak istediler Yemen Hoca bir araç çağırdı ve gitmek isteyenleri götürdü taşlayıp geldiler. Bugün bütün vekitleri Kabe mescidinde kılmak istiyoruz. Sabah gittik öğlen gittik, ikindi gidip gelecektik otele her yer çok dolu ikindiyi kıldık çıkamadık dışarıya akşamı kıldık biraz daha bekleyip yatsıyı kıldık mermer zemin üzerine oturduk, fan gürültüsü insanların itiş kakışı ciddi anlamda yoruyor insanı zaten ertesi gün 30.12.2012 Mekke’de son günümüz o nedenle veda tavafı yapmalıyız sabah 02:30’da kalkıp 03:00 lobide buluştuk kafile olarak alt kata girmek mümkün değil ikinci katta başladık tavafa 03:25 her şaftta biraz daha kalabalık oluyor 7 saftı bitirirken sabah ezanı okunmaya başladı neyse ki tavaf bitmişti ancak birden akış durdu müthiş bir kalabalık sıkışıklık . Sağ sol dolu insanlar için yerlere oturmuşlar neyse oralardan kaçıp bir yer buldum kendime grup darmadağın olmuştu son iki üç grup halinde geldik otele. Akşam 18:00 gibi odaları boşaltıp valizleri lobiye indirin dediler sonra indirmeyin dediler. İkinci bir anonsa kadar indirmeyin dediler 1 saat sonra indirin dediler lobide yer yok otelin önündeki boşluğa koyun eşyalarınızı dediler, aşağısı ana baba günü biz henüz odaları boşaltmadan başka gruplar girdi otele,
lobide giren çıkan çakıştı 16 asansör kilitlendi. Otobüs hala gelmedi. Dışarıda valizlerin başında bekliyoruz. İtiş kakış otobüs geldi ancak otelin önünde başka bir otobüs ikinci sıra yaptı mecburen bizim otobüs valizleri yüklemek için bir koşuşturma iki otobüsün arasında 60cm.’lik yerden yüklüyoruz bir kısım valizleri. İki otobüs yanyana durdu demiştim yol daralmıştı başka bir otobüs tekerleklerini bir tarafta kaldırımın üstüne çıkararak geçti yanımızdan bir kısım valizleri otobüs yanımızdan geçerken yüklemeye çalışıyoruz tehlikeli ve sıkıntılı valizler iyice hediyelerle doldurulmuş birde herkesin bir adet 10 lt. zem zem suyu var yanında, herkes kendi valizini yüklüyor. Bindik otobüse pasaportlarımızı bekliyoruz. Başka hiçbir ülkede ben böyle bir şey görmedim ülkeye girişte pasaportlarımızı aldılar sanırım havaalanında çıkarken verecekler.
Cidde havaalanına gidene kadar 3 tane polis noktasından geçtik ne sordular neye baktılar anlamadık. Bir perona girdik yüksek çadırların olduğu çok geniş bir alan 2 adet römork geldi valizleri otobüsten indirip römorka yükledik sonra onlar bir yana biz bir yana valizler nereye gitti kim ilgileniyor anlamak mümkün değil.
Siz uçağınıza gidin valizler gelir dediler bu işte bir yanlışlık olmalı hangisi benim valizim kaç tanesi benim hiçbir belge yok mecburen pasaport kontrollerinden geçip uçağa gittik 04:30 kalkacak uçağın saatinden önce dolmuş ve kalkış saatini 03:30 yapmışlar 04:oo gibi uçak kalktı 3 saat 15 dk. Atatürk Havaalanına indik.
Canım ülkem pasaport kontrol polisi şıkır şıkır işlemleri yaptılar girdik ülkemize 10. peronda 10-15 kişi valizleri bekliyoruz maalesef bizim valizler yok sonraki uçağı bekledik maalesef orada da yok. Çelebi kayıp valiz memuruna yazdırdık valizlerimizi, gelince biz size haber veririz şehir dışına kargo ile göndeririz dediler. Eli kolu boş bindik bizi almaya gelen otobüse bu arada benim hastalığım artıyor. Öksürük, halsizlik, ateş ilaç almıştım Mekke’de diyanetin doktorundan antibiyotik vs. ilaçlarda valizlerde kaldı. Saat 10:00 olmuştu Gebze’ye geldiğimizde gelir gelmez yatağa düştük eşim ’de bende benzer bir hastalık . Herhalde zehirlendik egzoz gazı, toz, pislik, sıcak, soğuk(klima) yorgunluk yemekler yenmiyor .
Hemen her gün 4’te kalktık, yorucu bir seyahatti. Ben 3 kg. vermişim 15 günde bunun çoğu son 3-4 günde oldu.
Bugün Cuma geldiğimiz üç gün odu. Biraz kendime geldim. Bu arada misafirlerimizi kabul edemedik dedim ya yatak döşek yatıyorduk üç gündür bu günden sonra gelenler olur inşallah. Valizlerimize ne oldu. Ertesi gün bir uçağa vermişler isterseniz gelin ,isterseniz biz göndeririz dediler benim halim yok gitmeye eşim ben giderim dedi Perşembe 15:00 uçağı ile gelmiş eksiksiz aldı getirdi.
Bugün sorsanız tekrar tekrar Kabe’yi görmek ve mescitte namaz kılmak isterim ancak çevre şartları o kadar kötüleştirmiş ki huşu içinde ibadet yapmak ve candan gitmek istememizi olumsuz etkiliyor.