2008 Yılı Ekonomik Beklentiler
Reel faizler:
2007 son çeyreğinde hazine borçlanma faizi % 16,21 bileşikte ise % 18,64 iken 2007 yılı sonu itibarı ile TÜFE %8,39 ÜFE ise % 5,94 olmuştur üretici fiyatları hesabı ile bileşik faiz üzerinden hesap yapıldığında reel faiz yıllık %12,7 olmuştur.bu faiz yükü sürdürebilir değildir zira bu faiz gelirlerinden en çok sıcak para sahipleri karlı çıkmaktadırlar ve milli ekonomiye hiçbir katkısı olmadığı gibi uzun dönemde bile altından kalkılamaz durumlar oluşmaktadır.Özelleştirme gelirleri yalnızca faiz ödemelerine gitse bile bunu karşılamaya yetmeyecektir.milletin vergileri ile kurulan kamu malları aynı ülkeden kazandığı faizle satın almalar olmaktadır.ve bu kamu mallarından istifade eden millet daha pahalıya mal ve hizmet almaktadır.
Kredi faizleri:
En iyi şartlarda bu gün itibarı ile YTL bazında kredi faizleri %22+2 yani %24 civarındadır. Enflasyonu(ÜFE) düşüldüğünde Real kredi faizleri % 18,06 dır daralan piyasa şartlarında bu faizlerle ne yatırım yapılabilir,nede üretimde ve işletme sermayesinde kullanılabilir.rekabetin bu kadar yoğun olduğu ve marjların nerede ise enflasyonun altına düştüğü zamanda sermaye yetersizliği çeken firmalarda ki bunlar büyük çoğunluktur.uzun vadede tek başlarına işletmelerini devam ettirebilmeleri mümkün görünmemektedir.gene yukarıda bahsettiğim şekilde faizle para kazanalar kazandıkları faizlerle bu firmaları yok pahasına satın almaktadırlar.ancak müşteri odaklı, yüksek kalite ve yüksek katma değer ile yüksek verimli çalışabilen firmalar küresel rekabette öne çıkabileceklerdir.bu çok zor ve yatırım maliyeti yüksek bir iştir.bunu için firma birleşmeleri için ciddi teşvikler getirilmelidir.
Döviz kur politikası:
Döviz kuru piyasaları ve ülke ekonomisini çok yönlü etkileyen bir ensturmandır.düşük kur (dış borç,enerji,yatırım malları ithalatı v.b.) olumlu yanlarının yanlarında (tüketim malları ithalatı, navlun,genel ihracat,ve turzim v.b) gibi sektörleride olumsuz etkilemektedir.bu dengeleri basit bir hesapla ortaya koyup kara vermek kolay bir iş değildir.genel hava ihracat yapan ve yerli üretim yapan(yüksek oranda ara malı ithal edenler hariç) özel sektör açısından kurun düşük olması aleyhte bir durumdur.bu durumu daha açmak mümkün ancak fazla detayla kafaları karıştırmayalım.
Cari işlemler açığı ve enerji:
Krizi tetikleyecek yumuşak karın burası bunun 30 milyar $ lık kısmı enerji (petrol,doğalgaz ,kömür elektrik v.b.) kısa vadede pek çözüm görünmüyor ancak ciddi tararruf yapılabilir %10 luk bir tasarruf bile 3 milyar $ ediyor.Uzun
vadede temiz enerji (hidroelektik santraları ile rüzgar enerjisi )daha çok teşvik edilmeli.Bence dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri nükleer santralar kuruyor ve çalıştırıyor dünyada 400 adetten fazla nükleer santral var ve tamamına yakını gelişmiş ülkelerde bizimde bir an önce geçmemiz gerekiyor.Petrol ve doğalgaz aramalarına hız vermeliyiz.
Ara malı üretimi ve arge:
Hem yurt içi için hemde ihracat için ürettiğimiz ürünleri oluşumunda ithal ürünler mevcuttur ara malı dediğimiz bu ürünler ithalatın önemli bir kısmını ve oluşturmaktadır.Katma değeri yüksek olan bu ürünlerin iç piyasada üretilmesinin teşvik edilmesi gerekir.Ancak bu ürünler bir çoğu ileri teknoloji ürünleridir.Bunları üretebilmek için Önemli Ar-Ge çalışmaları yapılması zorunludur.Bu nedenle Ar-Ge teşvik edilmeli(Teşvikler yeterli değil) hatta Ar-Ge talep edilmeli ve satın alınmalıdır.Daha da önemlisi bu işleri yapacak yetişmiş eleman sıkıntısı had safhadadır.Teknik okullardan mezunlar yeterli sayıda değillerdir.Hatta tasarım ve üretim ile ilgili üniversitelerimizde bölüm bile yok denecek kadar azdır.Meslek liselerinin sayıları arttırılmalı ve güçlendirilmeli Meslek yüksek okullarının sayıları arttırılmalı ve güçlendirilmeli. Tasarım ve Üretim ile ilgili teknik üniversiteler de bölümler açılmalı ve bu bölümler hazırlık hariç dört yıl olmalı ve son sınıfları pratik ile teori birlikte öğretilmelidir.Şu an piyasada çok büyük bir açık vardır.Birde üniversite sanayi işbirliği hemen hemen hiç çalışmamaktadır bunu en önemli problemi döner sermaye kanunu ile hocaların doğrudan sanayi ile işbirliğinin engellenmesidir.İşsizlik fonunda biriken çok büyük miktarlarda paralar vardır bu paraların uzun vadeli kredilerle Ar-Ge yardımları ile yukarıda bahsettiğim okullar için kullanarak uzun vadede müteşebbis yetişmesine çok önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum.
O.S.B. lerde değinmek istiyorum:Organize sanayi bölgeleri bağımsız ve ülkeden kopuk olarak işlemektedir.gelişmiş yörelerdeki birçok organize de % 50 lik kısım boş olmasına rağmen yenileri açılmakta ve kaynak israfı yaratılmaktadır.ayrıca da mevcutlar da maliyetlerinin 10 katı (300.-$/m2) fiyatlara el değiştirmektedir.O.S.B. lerde belirtilen yatırım sürelerine uyulmamakta hatta 20 yıldan fazla tahsisli arsalara hala yatırım yapılmamaktadır.Organize sanayilerinin içinde küçük sanayi siteleri için mutlaka yer ayrılmalıdır.bunlar hem oradaki büyük sanayiye yan sanayi ve hizmet üretecekler hemde sanayi bir bütünlük içinde olacaktır.
Sektörler bazında müsteşarlık:
Birçok sektör için müsteşarlık kurulmasına ihtiyaç vardır.örneğin 20 milyar $ ihracatı olan bir sektör(otomotiv) sanayi bakanlığının sanayinin tüm işlerine bakan bir müsteşar tarafından yönetilmektedir.Bence özellikle dış ticaret hacmi yüksek olan Otomotiv,Tekstil,Kimya,Denizcilik(bu var),Makine ve elektronik v.b. müsteşarlıkları kurulmalı ve geleceğin sektörleri belirlenip bu konularda yol haritaları çizilmelidir.
Teşvikler ve leasing:
Teşvikler sektör ve bölgesel olarak ayrılmalı örneğin et ve et mamulleri ile tüm yatırımlar Van da yapılmalı bunu dışında hiçbir bölgede yatırıma müsaade edilmemelidir hem Van bu konuda marka olacaktır hem bölge ciddi yatırımlarla kalkınacaktır hemde bütün dünyadan konu ile ilgilenenler doğrudan Van gidecektir.Tekstil ve hazır giyim Bursa, Otomotiv Kocaeli,Moda ve finans İstanbul v.b.gibi merkezler hem marka olacaktır hemde alt ve üst yapılar buna göre şekillenecektir.Leasing teşvik edilmeli yeterli sermaye birikimi olamayan firmalar kiralama yolun seçerek yatırım yapabiliyorlar.son yapılan değişiklikle leasing anlamını yitirmiş olup ilk yatırım maliyetlerini yükseltmiştir. K.D.V. nin % 1 olduğu durumdan K.D.V. % 18 e çıkartılmıştır.bu tamamen yanlış bir uygulama olup kısa vadede günü kurtarmak için ve bir takım usulsüz uygulamalar için yapılmıştır.Uzun vadede ülke çıkarlarına hizmet etmeyecektir.Usulsüz uygulamalar varsa bunu bulmak,denetlemek ve önlemek devletin işidir.üç beş usulsüzlük var diye tüm sistemi allt üst etmek doğru değildir.ayrıca ben yaptım oldu zihniyeti kabul edilir bir anlayış değildir ve genel olarak ülke çıkarlarına hizmet etmez.
İstihdamın üzerindeki yükler ve engeller:
Vergi ve sigorta oranları çok yüksek belki bir müddet sistemin yaşaması için anlaşılabilir ancak özellikle kobiler için engelli,eski terör mağduru,eski hükümlü çalıştırmak hemşire ve doktor bulundurmak iş güvencesi yasasından kaynaklanan yükümlülükler kıdem tazminatı işsizlik sigortası sendikaların yapıcı(önce verimlilik ilkesi) ve eğitim odaklı olamaması; işten haklı yada haksız işten çıkartılan her işçinin dava açması mahkemelerin genelde işçi lehine karar vermeleri istihdamın önündeki ciddi engellerdir.ancak bunların zor olamayan çözümleri vardır.fakat bunu aşmak için tüm tarafların yapıcı çalışmaları ve ön yargıdan uzak yapıcı çözüm üretmeleri gerekmektedir hem tarafların hemde ülke çıkarlarını koruyacak çözümler vardır.25.01.2008
HALİT UÇAR
GESİAD YÖNT.KRL.BŞK.